26 Ağustos 2007 Pazar

Obez Adonun Psikolojisi

İnsan neden yalan yere masum bir insanı suçlar? İftira atmak iftiracıya nasıl bir haz verir? Nedir bu kuru iftira dedikleri? Yoksa iftiranın kökeninde müfterinin bizzat kendisi mi vardır?İftira atmak yani asılsız suçlamalarla bir insanı incitmek, zor duruma düşürmek, onurunu zedelemek, aşağılamak ve insanların gözünden düşürmek, maddi manevi ona zarar vermek çok çirkin bir davranıştır.İftiranın kökeninde bilinçaltındaki intikam duygusu yatar. İftiracı kendisini inciteceğini umduğu suçlamaları, özellikleri, ithamları iftira attığı kişiye yakıştırır daha doğru bir tabirle yapıştırır (!) “çamur at izi kalsın” mantığıyla karalamaya çalışır. İftira atmak bir insanı incitmenin, onun inandırıcılığını ortadan kaldırmanın en sinsi ve çirkin yoludur. Üstelik atılan iftira bir ayna gibi kişinin bilinçaltını yansıtır. Bastırdığı duygularını, gizlediği suçlarını, günahlarını, hırslarını ve hayallerini yansıtır. Evet iftiralar hayalleri yansıtır çünkü bunlar karşıdaki insanı görmek istediğiniz şekilde tasvir eden asılsız suçlamalar başka bir deyişle hayallerdir.Kuşkusuz iftira atmak insanoğlunun sahip olabileceği en kötü alışkanlıktır. Evet iftira bir tür alışkanlıktır. Bazı insanlar iftira atmaktan tarifsiz bir zevk alırlar. İftira, bastırılmış duygularının dışavurumu gibidir, onları zehir akıtır gibi rahatlatır.Kuran’da Peygamberlerin zaman zaman iftiraya uğradıklarından söz edilmiştir. Bunlardan biri Yusuf Suresin’nde anlatılan Yusuf Peygamber’in uğradığı iftiradır. Hz.Yusuf, onun çarpıcı güzelliğine kapılan evinde kaldığı efendisinin eşi tarafından taciz edilmiş onun zina teklifine karşılık vermeyince bu hanımın iftirasına maruz kalmış ancak Allah’ın haram kıldığı bir şeye yeltenmektense zindanda yıllarca kalmayı tercih etmiştir.Burada kadının Hz.Yusuf’a attığı iftira aslında bizzat kendi işlediği suçtur, sanki Yusuf Peygamber’e yaklaşan kendisi değilmiş gibi bu suçu ona atmaktadır. Bu da iftiranın psikolojik bir savunma, hedef saptırma hatta bir tür kamuflaj olduğunu göstermesi açısından çok çarpıcı bir örnektir.Masum kadınlara atılan iftira ise, Kur’an’ın yasakladığı kötü davranışlardan biridir. Peygamber Efendimiz’in tertemiz eşi Hz.Ayşe’ye de zina suçu atılmış, ancak Allah O’nu vahyettiği ayetlerle temize çıkarmış ve tüm müminlere zina suçu atmanın günahını bildirmiştir.İftira, iftiracının iftira attığı kişinin masumiyetinden, dürüstlüğünden ve inandırıcılığından korktuğunun, çekindiğinin çok açık göstergesidir. İftira bu anlamda bir tür psikolojik savaş yöntemi olarak karşımıza çıkar. Bir insanı susturmanın, konuşsa da sözlerinin tesirini azaltmanın yolu o insanın inandırıcılığını zedelemek yani ona en olmadık iftirayı atmaktır. Buradaki amaç şudur; “öylesine uzak bir yalan atmalı ki bu kişi kendini savunurken dahi bu çamura saplanıp kirlensin”. Peygamberler de gönderildikleri kavimleri Allah’ın emirlerini yerine getirme konusunda uyarıp onlara ahiretin varlığını hatırlatırken, onlara karşı çıkanlar türlü iftiralarla bu mübarek insanları toplumun gözünden düşürmeyi hedeflemişlerdir. Bunun gibi politikacılar, sanatçılar, halka mal olmuş insanlar, başarılı iş adamları ve iş kadınları, “meyve veren ağacı taşlarlar” misali zaman zaman iftiraya uğramaktadırlar. Oysa atılan iftiralar daima iftirayı atanların ayna misali kendi bakış açılarını yansıtmaktadır. Örneğin dolandırıcılık yapan veya buna niyet eden biri karşısındaki herkesin böyle bir kartı olduğu fikrine kapılarak onu dolandırıcılıkla suçlar. Ya da gayri ahlaki bir hayat süren bir insan ister istemez bu hayat anlayışını iftiralarıyla açığa vurur. Kaldı ki “yansıtma” çok bilinen bir psikolojik savunma mekanizmasıdır.Unutulmamalıdır ki; “güneş balçıkla sıvanmaz”, yalan ve iftira ile kurgulanmış bir hayat mutlaka açık verir, çelişkilerin ve detayların içinde boğulur ve bu çirkin sözler iftira atanın kendisine döner, ayağına dolanır. İftirayı atmak kadar, bu asılsız sözleri yaymak ve şahit olmadan, hiçbir bilgiye dayanmadan bir yalana çanak tutmak Allah Katı’nda da çok büyük bir suçtur. Allah tüm inananları bu konuda uyarmıştır. Yazıma Allah’ın bu hikmetli sözleriyle son vermek istiyorum…O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç)tür. Onu işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah’ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? (Nur Suresi,15-16)

Hiç yorum yok: